İş Sürekliliği Yönetimi: Stratejik Bir Değerlendirme
İşletmeler ve kamu kuruluşları, toplumun vazgeçilmez örgütsel yapılarındandır. Sundukları ürün ve hizmetler sayesinde toplumsal yaşantının düzenlenmesinde önemli bir yere sahiptirler. Bütün kuruluşlar uzun vadeli olarak kurulmakta ve günümüzde modern yönetim düşüncesi kapsamında yaşayan organizmalar olarak kabul edilmektedirler.
Kuruluşların yaşayabilmeleri, öğrenme süreçlerine bağlıdır. Öğrenme, davranışlarda kalıcı değişimi gerektirir. Bütün kuruluşlar, yaşam döngülerinin herhangi bir yerinde mutlaka bir acil durumla karşılaşmış veya bir afet yaşamıştır. Yaşanan talihsiz olaylar sonucunda kuruluşun faaliyetlerinin kesintiye uğraması ve hatta bunun sonucunda kuruluşun faaliyetlerini durdurması ve kapanması, sistem yaklaşımının bir sonucu olarak, toplumsal hayatın birçok alanında farklı etkiler yaratacaktır. Yaşanan olaylar kuruluşlara, olaylardan ders çıkartma ve öğrenme şansı verir. Bu şansı değerlendirerek kuruluşun varlığını sürdürmesi, üst yönetimin bilinç düzeyine, yani risk algısına ve çevresinden gelen bilgiyi değerlendirme kapasitesine bağlı olmaktadır. Kuruluşun öğrenme kapasitesi, çevresindeki değişimlerden daha fazla ise, kuruluşun varlığını sürdürmesi ve büyümesi söz konusu olacaktır. Dolayısıyla kuruluşların herhangi bir acil durum veya afet sonucunda faaliyetlerinin kesintiye uğraması ve bu nedenle de ekonomik yaşamdan silinmesini önlemek amacıyla etkin, risk yönetimi odaklı ve proaktif stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir.
İş Sürekliliği Yönetimi (Business Continuity Management) konusu oldukça kapsamlı bir konu olup, günümüzde tüm kuruluşları yakından ilgilendiren konuların başında gelmektedir. Konu, sadece mikro ölçekte, kuruluş bazında düşünülmemelidir. Sistem yaklaşımı çerçevesinde, bir kuruluşun yaşadığı ve altından kalkamadığı olaylar, farklı sektörleri, ülke ekonomisini, bölge ekonomisini ve hatta dünya ekonomisini etkilemektedir.
Konuyu sadece ekonomik olarak değerlendirmek de yeterli olmayacaktır. Olayın sosyolojik ve psikolojik boyutunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Acil durum veya afet sonrası yaşanan toplumsal olaylar, sosyolojik boyutlarıyla değerlendirilmelidir. Herhangi bir şekilde bir acil durum olayına veya afete maruz kalanların yaşadıkları travma, kişilerde oldukça uzun vadeli psikolojik etkiler bırakmaktadır. Bu etkilerin boyutlarını ekonomik olarak ölçmek bazen söz konusu olmamaktadır. Dolayısıyla iş sürekliliği konusu aslında mikro ölçekte sadece kuruluşların değil, geniş çapta düşünüldüğünde, makro ölçekte ülke veya dünyayı ilgilendirecek bir konu olarak değerlendirilmelidir.
Kitabın Amacı
Bu kitabın amacı, genel olarak İş Sürekliliği Yönetimi konusunu; risk yönetimi, iş sürekliliği yönetimi, standartlar, ülkemizdeki uygulamalar ve mevzuat kapsamında incelemek ve gerek kamu ve gerekse özel sektör kuruluşlarının yöneticilerine bilgilendirme yapmaktır.
İş Sürekliliği Yönetimi konusu ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutlarıyla değerlendirilebilecek çok kapsamlı ve çok disiplinli bir konudur. Bu kitap kapsamında konunun daha çok ekonomik boyutu üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda kitabın amaçlarını şu şekilde ifade etmek mümkündür:
Birincisi, öncelikle ülkemizde faaliyet gösteren gerek özel ve gerekse kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerinin, kuruluşlarının maruz kalabileceği riskler ve bu risklerin yaratacakları etkiler konusunda farkındalıklarını artırmak ve iş sürekliliği yönetimi konusunda bilgilendirilmelerini sağlamaktır. Bu sayede yöneticilerin sadece bilinen ve öngörülen risklere karşı değil, öngörülemeyen risklere karşı da bilinçlenmeleri ve sürekliliği sağlayacak stratejileri geliştirmeleri konusunda bilgilendirilmeleri sağlanacaktır.
Kitabın ikinci amacı, İş Sürekliliğin Yönetimi konusunda Türkçe literatüre katkıda bulunabilmektir. Konu hakkında Türkçe literatürdeki kaynaklar son derece kısıtlı olmakla birlikte, kaynaklardan birçoğu bilgi işlem (IT) biriminin faaliyetlerini konu alan iş sürekliliği çalışmalarından oluşmaktadır. Bu kitapta ise İş Sürekliliği Yönetim sistemi; bütüncül bir bakış açısı ile paydaş yaklaşımı çerçevesinde ele alınmakta ve kuruluşun tüm birimlerine yönelik olarak incelenmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, daha genelleyici bir yaklaşım izlenmektedir.
Kitabın üçüncü amacı, İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Standartları konusunda bilgilendirme yapmaktır. İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Standartları, 2006 yılında BS 25999 koduyla bir İngiliz standardı olarak gündeme gelmiş; 2012 yılından itibaren ise Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından ISO 22301 koduyla uluslararası bir standart olarak varlığını devam ettirmektedir.
Kitabın dördüncü ve son amacı ise, ülkemizdeki mevzuatı irdeleyebilmektir. Çeşitli sektörlerde iş sürekliliğini konu alan alt mevzuat bulunsa da, geçmişten beri çeşitli riskleri barındıran ve bu risklerin gerçekleşmesi sonucu büyük yıkımlar yaşayan ülkemiz açısından kapsayıcı bir mevzuat uzun zamandır söz konusu olmamıştır. Ancak, 18 Haziran 2013 tarihinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından “İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik” yayınlanmıştır. Yönetmelik, Acil Durum Yönetimi konusunda işveren ve çalışanların yükümlülüklerini düzenlemesi ve Acil Durum Planı hazırlanması kapsamında çerçeveyi çizmesi nedeniyle, ülkemiz açısından önemli bir gelişme olarak nitelendirilebilir.